Yürek rutubet aldı, feleğin
mühleti doldu
Geçti şarap mevsimi, parklar tenha
değil.
Ben dağlara yanmıştım, Musa
ırmaklara vuruldu
Bu şarkılara içilir mi Musa, bu
çalan bizim hava değil.
Şimdi
kentler, kamusal alanlarında üşüyor
Musa,
dünyanın çözülen büyüsüne dipnot düşüyor.
Biz çarpıp çıkalım kentin
kapılarını
Gemileri limanlarında bu şehrin,
kim yakarsa yaksın.
Sen ıslık çalmayı bilirsin, söyle
artık şarkılarını
Gir koluma Musa, hayaletlere
çarpacaksın.
Bütün
kaleler düşüyor Musa, sıyrılıyor erdeminden
Hüzün
karlı dağlar ardında, çıktı insanın gündeminden.
Alnımıza meczup, sadrımıza mefluç
yazıldıysa
Bize mey lazım bu çağda, irade
gerekmez.
Yazımız silindi, hükmümüz
bozulduysa
Kimlik yüreğin aynası, makbul
değilse maske gerekmez.
Ehramların
gölgesinden kovulduk, taşra düştük uygarlıktan
Musa
gel denizleri seyredelim, tenha bir mezarlıktan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder